Aşkı Neden Yitirdik?
“Asla aşık olduğumuz anki kadar savunmasız değilizdir.” Sigmund Freud
Bağlanma teorisi, bize sevdiğimiz kişinin hayattaki sığınağımız olduğunu öğretmiştir. O kişi, duygusal yönden ulaşılabilir ya da yanıt verici olmadığında, yalnızlıkla ve çaresizlikle karşı karşıya kalırız. Öfke, üzüntü, acı ve hepsinden öte korku gibi duyguların hücumuna uğrarız. Partnerimizle anlaşmazlıklarımız ve tartışmalarımız olduğunda, o kişiyle yakınlığımızı yitirmek, güvende olma duygumuzu tehlikeye atar ve korku yaşarız. Güvenli ilişkileri olanlar için bu korku tehdit içermez, anlık ve geçicidir. Ancak zayıf ve yıpranmış ilişkileri olanlar için korku, baskın ve çok yoğun olabilir. Sonrasında iki şekilde tepki veririz: ya partnerimizin bizi avutup rahatlamasını sağlamak gayretiyle talepkar ve yapışkan hale geliriz ya da kendimizi sakinleştirip korumak amacıyla geri çekilip bağlantıyı keseriz. Bu tepkilerin gerçek anlamı şudur: “ Beni fark et. Benim ol. Sana ihtiyacım var.” veya “Beni incitmene izin vermeyeceğim. Kontrolümü kaybetmeyeceğim.”
Yakınlığı kaybetme korkusuyla baş etmek için bilinçli olmayan stratejiler uygularız. Başta işe yarasada sonrasında partnerleri birbirinden uzaklaştırır, güvensizlik döngülerinin oluşmasına sebep olur ve savunmacı hale getirir. Peki neden aşık olduğumuz partnerimizin ilgi ve yakınlık çağrılarına şefkatle yanıt vermiyoruz? Çünkü çoğu zaman kendi gündemimizle meşgulüz. Bağlanma dilinin nasıl konuşulacağını bilmiyoruz bunun yerine ihtiyaçlarımızı en kısıtlı haliyle aktaran davranışlara yöneliyoruz. Neye ihtiyacımız olduğunun mesajlarını vermiyoruz. Yakınlık çağrılarımızı öfke ve üzüntü rengine boyuyoruz; çünkü ilişkimizde kendimizi emin ve güvende hissetmiyoruz. Bu durumda eşlerden biri eleştirel ve saldırgan, diğeri ise savunmacı ve mesafeli bir tutum sergiler.
Bu durumda çiftler arasındaki kopukluk uzadıkça, etkileşimler daha olumsuz hale gelir. Partnerler arasındaki aşkın yitirilmesi ve başarısız olması çatışmalar değildir. Asıl sebep yakınlığın ve duygusal yanıt vericiliğin azalmasıdır. Ancak partnerimizle güvenli bağ kurabilirsek ilişkide birbirimizi dengeleriz ve duygusal denge içinde oluruz.